Taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhi terkin edilmediği müddetçe ortaklığın giderilmesinin istenmesi mümkün değildir.

Yargıtay 6. HD E.2010/13865 K.2010/4406
AİLE KONUTU ŞERHİ
PAYDAŞLIĞIN GİDERİLMESİ
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava bir adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde 8 numaralı bağımsız bölümde tarafların paydaş olduğunu, paydaşlığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini istemiş, davalı vekili, dava konusu edilen taşınmazın aile konutu olup tapu kaydında buna ilişkin şerh bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi gereğince; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Aynı Kanun'un 698. maddesine göre; hukuki bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir. Paylaşmayı isteme hakkı, hukuki bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, resmi şekle bağlıdır ve tapu kütüğüne şerh verilebilir. Uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamaz.
Somut olayda; dava konusu edilen ve satışına karar verilen 8 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının açıklamalar bölümüne 08.01.2008 tarihinde aile konutu" şerhi konulduğu, taraflar adına 1/2'şer payla kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda taşınmazın belli bir amaca özgülendiginin kabulü gerekir. Tapu kaydı üzerindeki bu şerh terkin edilmediği müddetçe ortaklığın giderilmesinin istenmesi mümkün değildir. O halde mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç
Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nın 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
GÜNCEL KARARLAR
Öne Çıkan Kararlar

İşçiye hafta tatilinin 24 saatten az kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
Yargıtay 9. HD E.2015/34272 K.2019/6372
Ödenmeyen ortak giderler, aidat ve aboneliklerinden kat maliki ile birlikte aynı evde yaşayan herkes sorumludur.
Yargıtay 20. HD E.2017/4360 K.2017/7767
Dava devam ederken işçinin işe başlatılması feshin geçerli bir nedene dayanmadığını gösterir.
Yargıtay 9. HD E.2016/26982 K.2017/931
Borçluya borcu ödemediği takdirde eve haciz geleceği konusunda sık sık mesaj atmak kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturur.
Yargıtay 18. CD E.2018/7404 K.2019/1446
Başkası ile nişanlı kadına sevgililer gününde çiçek gönderilmesi, cinsel taciz suçunu oluşturur.
Yargıtay 18. CD E.2015/12132 K.2016/1087
Bağımsız ev edinmeyen, karısını ailesiyle yaşatan koca tam kusurludur.
Yargıtay 2. HD E.2018/1147 K.2018/13629
Evlenmeden önce kredi ile satın alınan konutun, evlilik tarihinden sonra ödenen taksitleri edinilmiş mal sayılır, mal paylaşımına konu edilir.
Yargıtay 8. HD E.2017/8450 K.2019/1633