Talep konusunun miktarının belirli ve tartışmasız olmadığı hallerde, davacının hukuki yararı bulunması şartıyla menfi tespit davasının kısmi olarak açılabilmesi mümkündür.

Yargıtay 3. HD E.2020/12086 K.2021/2262

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı, tarımsal sulama abonesi olduğunu, sulama sezonlarında tükettiği elektrik enerji bedellerinin bir kısmını ödediğini ancak tahakkuk ettirilen faturaların EPDK kararlarına ve elektrik mevzuatına açıkça aykırı olduğunu, 01.11.2003 tarihinde 98.898,04 TL, 21/12/2004 tarihinde 102.053,86 TL, 22/09/2006 tarihinde 20.509,69 TL, 25/09/2008 tarihinde 182.267,20 TL, 09/10/2010 tarihinde 334.191,20 TL, 16/07/2010 tarihinde 62.813,70 TL, 19/08/2010 tarihinde 62.332,70 TL, 22/11/2010 tarihinde 23.745,00 TL, 05/10/2011 tarihinde 53.292,70 TL olmak üzere toplam 940.090,78 TL borç tahakkuk ettirildiğini, tahakkuk ettirilen enerji bedellerinin hukuka ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının fatura bedellerine fahiş oranda faiz uygulamakta olduğunu ileri sürerek borç olarak gösterilen 940.090,78 TL'den fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıya şimdilik 1.000.00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, ıslahla talebini 940.090,78 TL'ye yükseltmiştir.

Davalı, trafo gücü ve sulama yapılan alanın büyüklüğü de dikkate alınarak faturaların yüksek olmasının normal olduğunu, itiraza konu faturaların munuel endeksör ile okuması yapılan tahakkuklar olduğunu, okunan endekslere göre tahakkukun yapılmasında hata olmadığını, sayacın muayeneye gönderilmesi gerektiğini, buna göre tüketim bedellerinin belirlenmesi gerektiğini, sayaç endekslerindeki tutarsızlığın sayaca müdahale edildiği ihtimalini gösterdiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

Mahkemece; davacının kısmi dava açmakta hukuki yararı olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28/10/2015 tarihli, 2014/21222 E. ve 2015/16874 K. sayılı ilamı ile, talep konusu miktarının belirli ve tartışmasız olmadığı, HMK'nın 109/2. bendinde yer alan "Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz." hükmünün 6644 Sayılı Kanunun 4. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı, mahkemece, işin esasına girerek, dosya konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, alınan rapor doğrultusunda davacıya ait tesiste kullanılan sayaca dair sayaç raporunun alınması ve tahahhuk işlemlerinin ne şekilde yapıldığına dair teknik detayları içerir belgelerin gönderilmesinin davalı...'tan istendiği, ancak ...'ın davaya konu sayacın ilgili servislerince raporlanmamış olduğunu belirttiği, bilirkişi heyetince düzenlenen raporda 9 adet faturanın hatalı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı ... Yavuklu 'nun (Eski soyadı ...) 20550 abone numaralı 141520 tesisat numaralı abonelik nedeni ile; toplam 940.090,78 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık faturaların mevzuata aykırı düzenlenip düzenlenmediği ile davacının davaya konu edilen 9 adet faturadan ne kadar borçlu olduğunun tespitine ilişkindir.

Davacı taraf düzenlenen faturaların gerçeğe aykırı olduğunu belirtmiş, davalı ... de sayacın muayeneye gönderilmesi gerektiğini, buna göre tüketim bedellerinin belirlenmesi gerektiğini savunmuştur. Bilirkişiden alınan raporda, 31/05/2004- 15/09/2004 döneminde 13099,60 kwh endekse göre tahakkuk yapılmasına rağmen, 3 fatura dönemi sonrası olan 03/08/2006- 05/09/2006 döneminde de aynı endeks üzerinden tekrar tahakkuk yapıldığını, bu nedenle sayacın muayeneye gönderilmesi gerektiği tespit edilmiş; bunun üzerine mahkemece, davaya konu edilen faturalar dönemindeki sayacın belirlenmesi ve sayacın gönderilmesi hususunda davalı ... şirketine yazı yazılmış, davalı tarafından sayacın 08/02/2017 tarihinde söküldüğünü, sayaç muayenesinin olmadığını belirtilmiştir. Bunun üzerine alınan ek raporda, sayacın davalı ... şirketinin sorumluluğunda olduğu belirtilerek tüketim endekslerine dayanılarak faturaların hatalı olduğu tespit edilmiş, mahkemece de rapora itibar edilerek davacının faturalardan borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

Kural olarak menfi tespit davalarında, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden tarafa düşer. Davaya konu sayacın davalı tarafça bulunamadığı ve doğru tüketim kaydedip kaydetmediğinin belirlenemediği, ispat yükünün de davalı ... şirketinde olduğu dikkate alındığında sayacın doğru tüketim kaydetmediği kabul edilerek davacının davaya konu fatura dönemindeki tüketimlerinin tereddütsüz bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ancak mahkemece, davaya konu edilen fatura dönemlerinde davacının elektrik kullandığı göz ardı edilerek faturaların tümü hakkında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

O halde mahkemece yapılacak iş, dosyanın konusunda uzman bilirkişi kuruluna (önceki bilirkişiler dışında) tevdi ile, sayacın doğru tüketim kaydetmediği kabul edilip davacının davaya konu edilen fatura dönemlerindeki elektrik tüketim bedellerinin, Yönetmelik hükümleri ve daha önceki dönemlerdeki tüketimleri kıyasen dikkate alınmak suretiyle taraf ve Yargıtay denetime elverişli rapor alarak belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

  • Talep konusunun miktarının belirli ve tartışmasız olmadığı hallerde, davacının hukuki yararı bulunması şartıyla menfi tespit davasının kısmi olarak açılabilmesi mümkündür.

Sonuç

Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


GÜNCEL KARARLAR

Öne Çıkan Kararlar