Anneliğin Tespiti Davası Nedir? Süreci Nasıl işler?
Anneliğin tespiti davası, genellikle halk dilinde analık davası olarak bilinir. Çocuğun nüfus kütüğünde biyolojik annesi dışında başka bir kadının isminin yazması sebebiyle gerçek annenin tespitinin istendiği bir davadır.
Analık davası, anne tarafından açılabileceği gibi çocuk tarafından da açılabilir. Nüfus kütüğünde gerçek annesinin ismi yazılı olmayan çocuk, biyolojik (gerçek) annesinin yasal mirasçısı olamaz. Çocuğun annesinin mirasına hak kazanabilmesi için nüfus kayıtlarında biyolojik annenin isminin yazılması gerekir.
1- Analık davası neden açılır?
Anneliğin tespiti davası genellikle,
Anneliğin tespiti davaları, baba ile olan soybağının kurulması davalarından farklıdır. Çünkü Türk Medeni Kanunu uyarınca, anne ile çocuk arasındaki soybağı doğum ile kurulur ve sonradan kurulması mümkün değildir. Bu sebeple nüfus kaydında anne ismi yanlış veya farklı yazıldığında, mahkemeler çocuk ve biyolojik anne arasında kurulu bir soybağı olduğunu, yalnızca bunun kayıtlarda yanlış tutulduğunu varsayarlar. Bu sebeple anneliğin tespiti davası bir soybağının kurulması davası değil, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasıdır ve kamu düzenindendir.
2- Anneliğin tespiti ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasında davalı kimdir?
Bu davada davalı; nüfus müdürlüğü, anne ve annenin vefat ettiği durumlarda annenin tüm mirasçılarıdır.
3- Anneliğin tespiti davası hangi mahkemede açılır?
Anneliğin tespiti davasında görevli mahkeme nedir? Bu dava aile hukukundan kaynaklanan soybağının kurulması davası değildir. Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğumla kurulur. Bu sebeple anneye karşı soybağının kurulması davası açılmaz. Bu nedenle anneliğin tespiti ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasında yetkili mahkeme Aile Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesidir. Dava, davacının (nüfus kaydı düzeltilmesi istenilenin) yerleşim yeri adresinde açılır.
4- Anneliğin tespiti davasında yetkili mahkeme nedir??
Dava, davacının (nüfus kaydı düzeltilmesi istenilenin) yerleşim yeri adresinde açılır.
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2023/9604 E., 2024/8 K.
"Dosya kapsamından, nüfus kaydı düzeltilmesi istenilenin yerleşim yeri adresinin ... olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın ... Asliye Hukuk Mahkemesince sonuçlandırılması gerekmektedir."
"Davanın soybağına ilişkin olmayıp anneliğin tespitine dair bulunduğu, anneliğin tespiti isteminin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından kaynaklanmadığı ve genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu"
5- Anneliğin tespiti davasında, anneliği tespite yarar deliller nelerdir?
Anneliğin tespiti davası soybağı değil, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve tespit davasıdır. Bu sebeple dava kamu düzenindendir. Tanık gibi deliller de dikkate alınır ve re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkemenin doğru sicil oluşturma zorunluluğu bulunduğundan, mahkemenin kendiliğinden araştırma yapması gereklidir. Yargıtay'ın görüşüne göre; DNA örnekleri alınması için mezar yeri bilinmiyorsa veya tespit edilemiyorsa, mahkeme davayı reddetmemeli, ölenin yakınları ile yapılacak DNA testinin yeterliliği hakkında bilgi toplamalıdır. Yargıtay, davanın yalnızca tanık delili ile ispatını geçersiz görmekte ve davada analığın tespit edilebilmesi için DNA testi gerektiğini vurgulamaktadır.
6- Anneliğin tespiti davasında avukata özel yetki vermek gerekir mi?
Evet, anneliğin tespiti davasının avukat tarafından açılabilmesi için vekaletnamede avukat özel olarak yetkilendirilmelidir. Yargıtay, anneliğin tespiti davasının kişiye sıkı sıkıya bağlı hak niteliğinde bir dava olduğunu kabul etmekte ve bu sebeple vekaletnamede özel yetki şartı aramaktadır.
Hukuki Süreç
Anneliğin tespiti davasını açmayı düşüşnen veya kendisine dava açılan tarafta olabilirsiniz. Her iki durumda da davadan istediğiniz sonucun alınması yapılacak hukuki işlemlere ve bu hukuki işlemlerin ne kadar özenli olarak yürütüldüğü ile bağlantılıdır.
Hukuki süreç özen ile yürütülmez ve takip edilmez ise somut olay farklı olmasına rağmen mahkemenin kararı, mahkemeye sunulan evraklar üzerinden olacağı için hak kayıpları yaşanabilir.
Neden Tigin & Gençer?
Dava süreci başlangıcında müvekkil ile avukatlık sözleşmesi yapılmakta ve davanın özen, sorumluluk ve basiret ile yürütüleceği garanti altına alınmaktadır.
Hukuki sürecin işleyişi ve aşamaları müvekkile bildirilmekte, olası hukuki gelişmelerden müvekkil yazılı olarak haberdar edilmektedir.